12 Ocak 2009 Pazartesi

SAĞLIKLI YAŞAM , SPOR VE MÜLKİ İDARE AMİRLERİ

SAĞLIKLI YAŞAM , SPOR VE  MÜLKİ İDARE AMİRLERİ

Meslektaşlarımız ülkenin, çalıştıkları ilin, ilçenin en büyük Mülki Amirleri olarak her konusunu gayet tabiidir ki en iyi bilirler. Hayatın her alanında yol gösterir, önderlik yaparlar. Sağlık, sağlıklı yaşam ve sporda da durum böyledir. Spor il ve ilçe başkanı sıfatları ile Türk sporunun gerçek sahipleridirler. Bununla meslek camiası olarak ne kadar övünsek hakkımızdır. Ancak, amma velâkin âleme nizam verirken, kendimizi ihmal ettiğimiz; millete spor olanağısağlarken kendimizin bunu yeterince kullanamadığımızda acı bir gerçek. Halbuki spor mekanlarına ve olanaklarına en yakın yurttaşlar bizleriz. Gerekli tüm alt yapının bize hizmeti sadece irade beyanımıza bağlı.

Spor alanlarında, salonlarında şeref tribünlerinin ortasında bizler otururuz, şeref çağrılarını kabul ederiz ama o mekanların tozunu asla üzerimize kondurmayız. Nice salonlar bilirim, üstüne MİA ayağı değmemiş, nice dağlar bilirim Valisi, Kaymakamı sadece törenlerine katılmış; karın, kayağın hatırını sormamış.  Mamafih hiç yok değil ama çok az, bir elin parmağı kadar. Geçmişlerinde profesyonel olarak spor yapmış olanları, bu işten para kazanmışlarını da bilirim, şimdi seyircilikten öteye pek uzanamıyorlar. Spor yapanımız yok demiyorum, sayımıza, bilincimize, imkanlarımıza oranla az. Oysa bu meslek stres, kahır mesleği. Sağlıklı yaşamı ıskalamamayı gerektiriyor. Bazen her şeyi bilmek, her şeye sahip olmak da yetmiyor. Vakit bulamama mazereti ileri sürülür çok zaman. Hiç inanmadım, bir MİA vaktini en iyi kullanandır. Bununla ilgili bir anı: Vali Sn. Recep Yazıcıoğlu haftanın 3 günü eli kanda olsa da spor yapıyordu. 8-10 arkadaşta çoklukla eşlik ediyorduk. 1995 yılıydı. Erzincan afet evlerinin teslim töreni yarın yapılacak. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve beraberlerinde 8 bakan gelecekler, telaşeyi düşünün. Biz yine her zaman ki gibi , saat 18 de spor sahasına gidip başladık, baktık Vali Bey yok. Bazı arkadaşlar: Vali Bey, bu gün ilk kez spora gelemeyecek herhalde diye onun adına üzüldüler. Ancak daha biz ısınmadan o geldi ve mutat egzersizlerini yaptı; neşelendi, stresini , yorgunluğunu attı gitti. Bu örnekte ki kadarını kimseden beklemiyorum ama çok mühim adam olmak adına kendimizi de çürütmeyelim. Biraz hareketlenelim sayın büyüklerim. Sağlıklı ve neş'eli yaşamlar dileklerimle...


SAĞLIKLI YAŞAM İÇİN SPOR YAPMAK İSTEYENLERE, BİLDİKLERİNİ HATIRLATMA

( bunlar profesyoneller için değil )

Spor yapma fikri hoş ve başlamak işin yarısı. Ama nedense, devamlılığı sağlamanın da işin öteki yarısı olduğu hep unutuluyor. 

Tüm dünyada insanlar, düzenli sporun sağlıklı yaşamın anahtarı olduğunu her geçen gün daha çok fark ediyor. Yapılan araştırmalarda aktif olmayan insanların aktif olanlara göre iki kat daha fazla kalp krizi riski taşıdıklarıbelirtildi. Bu nedenle de yapmamız gereken, mümkün olan en kısa zamanda düzenli spor yapmaya başlamak ve bunu devam ettirmenin yollarını keşfetmek.

Belirli bir planınız olsun: Egzersizlerinizi şansa bırakmayın. Günlük programınızın en sonuna atarsanız, hiç yapamayabilirsiniz. Yoğun bir gün geçireceğinizi biliyorsanız, bazı saatleri sağlığınızın yararına geçirecek biçimde gününüzü planlamalısınız.

Gerçekçi amaçlar edinin: Sınırlı zamanda spor yapacağınız egzersiz programını oluştururken, böyle oturmaya alışmanızın yıllar aldığını unutmayın. İlk seferinde dışarı çıkıp koşmaya veya 2 - 3 mil yürümeye çalışmak gibi bir hataya düşmeyin. Sonuç hayal kırıklığı ve cesaretsizlik olur.

Sizi motive edecek malzemeler kullanın: Spor programınızın ön hazırlıkları konusunda çekingen davranmayın. Son beş yılda spor malzemelerinde meydana gelen gelişme düzenli sporu daha kolay, daha güvenli ve daha az sürede, daha motive edici hale getirdi. Yürümeye niyetliyseniz, uygun ayakkabılar satın alın. Naylon ya da su geçirmez spor kıyafetleri, sert havalarda dışarıda spor yapmanıza olanak tanır. MUTLAKA BİR SPOR MEKANI BELİRLEYİN. 4 karpuzu bir koltukta taşıyın ama spor alanında başka bir meşguliyetiniz olmasın. Spor, mekanında yapılır. Nerede olsa yapılır savı düzensizliği beraberinde getirir.

Belirli bir zaman saptayın: Spor saatlerinizi öncelikli bir randevu gibi düşünün. VE KESİN BİR ZAMAN BELİRLEYİN. BOŞ BİR ZAMANDA ASLA SPOR YAPAMAZSINIZ. Egzersizleriniz için belirli bir zaman ve yer saptamanız işi şansa bırakmaktan olumludur. Uzmanlar sporcu performansında, yani tüm vücudunuzu ve onun tüm yeteneklerini üst düzeyde kullanmak kaydıyla, haftada en az 120 dakika sporu önermektedirler. Bunun da 4 gün X 30 dakika veya 3 gün X 40 dakika olmasını salık veriyorlar. Sporu haftada bir veya iki seansta, ama 3-4 saat yapmak, yararlı olmadığı gibi zararlı olmaktadır. Az ama sürekli yapılan egzersiz makbul. Nasıl yemek için belli yer, zaman ve para ayırıyorsak, spor içinde aynısı gerekiyor.

Ailenizi ve arkadaşlarınızı ikna edin: Çalışmaların da gösterdiği gibi, spor yapma kararına başkalarını da katanlar programlarına tek başına çalışanlardan daha sadık kalabiliyorlar. Çocuklarınızı da teşvik etmek, sporu aile yaşamınıza sokmak için bulunmaz fırsattır. ( Ayrıca : bıktık senin sporundan, hep spor spor ! gibi sızlanmalar ortadan kalkar.)

Egzersizlerinizi çeşitlendirin: Spor yapmaktan sıkılmayı engellemenin en iyi yolu bunun meydana gelmesini baştan engellemektir. Günlük ve mevsimsel olarak hareketlerinizi çeşitlendirin.

Sakatlanmanın önüne geçin: Uygun bir teknik kıyafet ve doğru malzeme kulanın, ısınmaya ve soğumaya dikkat edin. İyi malzemeler kullanmak sakatlanma riskini azaltır. Spor sonrası, spor ortamında iyice kurulanın ve elbise değişimini ihmal etmeden yapın.

Vücudunuzu derece derece geliştirin: Sağlık değişimi yavaş yavaş meydana gelir. Hedef sürekli, yaşam boyu yükselen bir egzersiz modeli oturtmaktır. Birçok araştırma yükselen aerobik kapasitesi veya güçle birlikte sağlık düzeyinin de haftada 1,2 oranında arttığını gösteriyor. Bu yüzden acele etmeyin.

Kayıt tutun: Deneyimli atletlerin çoğu çalışmalarının kaydını tutar. Haftalara, aylara ve sonunda yıllara geri dönüp bakarak çabalarınızın sağlık ve mutluluğunuzu nasıl artırdığını görmek, oldukça motive edicidir. Çok ayrıntıya girmeyin, bir duvar takvimi veya düzenleyicinize koyacağınız X işareti yeterli olacaktır.

Kendiniz ödüllendirin: Haftada dört kez spor yapmaya karar verip bunu bir ay boyunca gerçekleştirebildiyseniz, kitapçınıza gidin ve uzun süredir almak istediğiniz kitabı kendinize armağan edin ya da sevgilinizi veya eşinizi yemeğe çıkarın. Basit ödüller, işin gerçek sorumlusunun kendiniz olduğunu ve kendi çabalarınızın yaşam kalitenizi belirleyeceğini hatırlatır. Kendinizi forma sokmak için sadece bu basit, günlük fırsattan yararlanmanız yeterlidir. Her birimiz sporu, yaşamımızın doğal ve eğlenceli bir haline getirmeliyiz. Spor ortamı da zevkli hale gelebilir; en az meyhane gibi, “ Taşradan mukassi görünse de bir başka letafet vardır içinde.”

SPORDAN NE KAZANIRSINIZ;

* Kalp kasınız güçlenecek, böylece dolaşıma pompalanan kan miktarı artacaktır.

* Kalbiniz oksijene daha az ihtiyaç duyacak

* Dakikadaki kalp atış sayınız azalacak

* Kalbi besleyen damarlardaki kanın akış hızı verimli olacak

* Kandaki yüksek yağ seviyeniz normal düzeyine düşecek. Böylece kroner arterlerde lipid plakaları daha az pıhtı oluşturacak

* Dolaşım bozuklukları azalacak, damarlar elastikiyetine kavuşacak

* Damarlardaki bu elastikiyet ve verimli çalışma ile kan basıncınız normal düzeyini muhafaza edecek

* Hücrelerde oksijen kullanımınız % 10-30 oranında artacak

* Akciğerlerinizin fonksiyonel özellikleri gelişecek

* İskelet kaslarınızın güçlü olması dolaşım sisteminize ve vücut yapınızın dinç ve zinde görünmesini sağlayacak

* Özellikle vücudunuzdaki metobolik çalışmalar daha verimli olacak

* Kemiklerde 35-40 yaşından sonra başlayan kalsiyum (Ca) yıkımı ( kemik erimesi) yavaşlayacak

* Eklem bölgelerindeki kireçlenme, ağrı vs. gibi problemler amaca yönelik çalışmalarla azalacak

* Egzersiz esnasında meydana gelen yorgunluğunuz geç oluşurken, toparlanmanız süratli olacak

* Yediğiniz yiyecekleri daha güzel sindirecek

* Vücut yağınız ideal oranda düşecek

* Bel ve sırt ağrılarınız uygun egzersizlerle azalacaktır

* Kendinizi daha iyi hissedecek

* Şehir ve iş hayatınızın getirdiği streslerden daha az etkilenecek

* Egzersiz sayesinde mutlu ve sağlıklı yaşayabilecek

* Günlük çalışma ritminiz daha verimli olacaktır.

* Cinsel yaşamınızda olumlu gelişmeler olacaktır.

SPORDAN KORKMAMIZI GEREKTİRECEK HİÇ BİR ŞEY YOKTUR, SADECE ANLAMAMIZ , ÖĞRENMEMİZ GEREKEN ŞEYLERVARDIR.

SPORA YA HEMEN ŞİMDİ, ŞU AN BAŞLARSINIZ YADA ASLA. BİRAZ SONRA VEYA YARIN HİÇ GELMEZ.

YAPACAĞINIZ SPORU BİR HOCASINDAN VEYA İYİ BİLENİNDEN ÖĞRENİN.


YAPMAK İSTEYECEKLER İÇİN GÜZEL BİR SPOR: BADMİNTON

Badminton, topun file üzerinden rakip alana atılması ve geri dönmesini sağlamak amacına dayanan bir spor dalıdır.

Badminton, kolayca öğrenilebilen, bay ve bayan, 7 yaşından 77 yaşa kadar bütün yaşlarda ömür boyu yapılabilen, ender sporlardandır. Şiddet içermemesi, oynaması ve seyredilmesinin zevkli olması nedeniyle, bayanların da büyük ilgisini çekmektedir. Tenis oyunları gurubundan olması nedeniyle rakipler arasında bir net(file) bulunur, dolayısıyla herkes haddini bilir karşıya zarar veremez, topu(tüytop) oldukça zararsızdır, böylece yaralanma veya sakatlanma riski en düşük etkinliklerdendir. Her yaşta ve her performans düzeyinde oynanır ve zevk verir, kişiyi zorlamaz, aşırı yüklenmenin kötü sonuçları oluşmaz. Normalde insanlara sağlık için spordan bahsettiğinizde konuya sizden çok sahip çıkarlar. Bilinç ve heyecanda sollandığınızı hisseder, şahısların şu an en ileri düzeyde başlayacakları kanısına varırsınız. Tabi yanılırsınız, konu her açıldığında da benzer şeyleri işitirsiniz. Spora hiçbir zaman başlayamazlar. Oysa faydası olmayan bir şeye, örneğin pişpirik oynamaya davet etseniz, binlerce mekan ve partner bulursunuz. İşte bu handikap nedeniyle, badmintonun en güzel tarafı iki kişi oynanabilmesidir. Herhangi bir arkadaşınızı veya aile ferdini KANDIRDIĞINIZ takdirde, işlem tamamdır.

Yaş ve cinsiyet farkını ortadan kaldıran bayanların ve erkeklerin eşit şartlarla mücadele ettiği iki veya dört kişinin topu yere düşürmeden raketle karşılıklı vuruş esasına dayalı file üzerinden oynanan bir spordur. Bu spor dalında zeka, hız ve estetiğin ön plana çıkmasıyla müsabakaların seyri daha güzel olmaktadır. Tarihçesi: Yakın tarihimize göre; Doğu Asya'da ve Meksika'da Badminton'a benzer oyunlar oynanmaktaydı. Ancak ilk olarak 1270'li yıllarda Badminton'u Marko Polo getirmiş, 1872 yılında Beafort Hindistan'da öğrendiği Badminton Sporuna hızlılık kazandırmış, bu sporun kurallarını ilk kez Baldwin adlı sporcu belirlemiştir. İlk federasyon; 1893'de İngiltere'de kurulmuş 1. Dünya savaşından sonra hızla yayılmış ki artık ülkeler uluslararası alanda kendilerini badminton sporu ile tanıtmaya başlamışlardır. Örneğin Malezya kauçuk üretimi ve Badmintonla tanınmaktadırBadminton ruhsal tedavide de kullanılmaktadır. Ülkemizde 31 Mayıs 1991'de resmi kimlik kazanan badmintonda 3 Kasım 1991'de 104. üye sıfatıyla IBF (Dünyada Badmintondan sorumlu tek birlik) üyeliğine kabul edildik. 1997 yılında seçilen Doç. Dr. Faik İMAMOĞLU halen federasyon başkanlığı görevini ifa etmektedir. (http://www.fortunecity.com/olympia/malone/972/tarihce.htm )

Türkiye de halen toplam 90 kulüp 1233 erkek ve 658 bayan olmak üzere 1888 sporcu ile ligler devam ediyor.

Kurallarla ilgili olarak:  www.intbadfed.org  adresi işimize yarayacaktır. Kuralları çok basittir. Ayrıca Türkiye Badminton Federasyonu 0 312 310 80 54 telefonuyla yardımcı olacaktır, zaten tüm illerimizde federasyon temsilcileri bulunmaktadır.

Malzeme olarak:

1 adet raket ( 10.$ dan 200$), 1 adet tüytop ( 3$), 1 adet net(file). Sporcu için altı kauçuk veya başka kaymaz bir maddeden mamul ayakkabı( ayak sağlığı için gerekli).

Badminton teorik olarak her yerde oynanabilir. Ancak rüzgar alan yerlerde oynanamaz. Kapalı spor salonları çok uygundur. 6.10m X 13.40m ebatında ki kortla çok fazla yer işgal etmez.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder